Aşk ve İlişkiler

Flört Sürecinde Cinselliğin Yeri Ne Olmalı?

HER ŞEYİN BİR ZAMANI VAR!
Diker’e göre cinsellik, flörtün içindeki önemli unsurlardan biri; fakat bu ne zaman olmalı? İlişkiye başlamak isteyen tüm kadınların kabusu olan bu dönem, flörtün hangi aşamasına denk geliyor? “Biliyorum ki her kadın, bilinçaltında kaybetme korkusuyla dolu olduğu için belirsiz olan o gri alanı sevmez. Danışanlarım arasında bazıları flört etmeye istekli değil, bir an önce ne olacağını görmek istiyor. Yaşadıklarının ne olduğunu bilmek istiyor” diyen Seda Diker, sözlerine devam ediyor: “Bunları istiyorsunuz, kabul ama karşınızdaki erkekle aranızda bir duygu oluşmadı, zaman geçmedi, hayal kurulmadı, heyecan duyulmadı ve oyun oynanmadı! Bunlar olmadan o ilişkinin durumu nasıl netleşecek? Biz şu an arada kalmış bir nesiliz. 20 yıl önce evlenmeye giden çiftlere bakıyoruz; ellerinde internet, akıllı telefonlar, sohbet uygulamaları ya da başka iletişim araçları yoktu. Kendi örneğimi vereyim, eşimle evleneli 24 yıl oldu. Eşime ulaşamıyordum çünkü ev telefonu salonda duruyordu. Duygusuz bir şekilde konuşuyor, sürekli kısa yanıtlar veriyordu. Peki biz ne yaptık? Konuşamıyorduk, görüşemiyorduk ama evlenelim de beraber olalım dedik. Ancak şimdi durum böyle değil.”

GİDER Mİ, KALIR MI?
Flört etmenin doğasında el ele tutuşmak, öpüşmek, dışarı çıkmak, arkadaşlarla bir araya gelmek gibi unsurların yanı sıra cinsellik de bulunuyor. Ancak Türk kadınları bu gri alan hakkında büyük endişeler taşıyor. Bunların en büyüğü “Yatağa girersem hevesini alıp başkalarına gider mi?” sorusunun bilinmezle dolu cevabı. Erkek belki gider, belki gitmez ama bu noktada asıl düşünülmesi gereken başka şeyler var. Diker bunları şöyle ifade ediyor: “Bu konuda ince bir çizgi var. Kadının kendine ‘Ben ne kadar oyun oynayabiliyorum, heyecan yaratabiliyorum?’ sorularını sorması gerekiyor. Duygunun bir aşkın oluşabilmesi için her iki tarafın da hoşlandığı kişide farklı hisler uyandırması önemli. Bunları uyandırmalı ve onun karşılığını almalı. Örneğin heyecan uyandırmak, merak ettirmek ve tabii ki hayal kurdurmak… Bir erkek, kadını hayal etmek ister. Ne kadar çok hayal ederse, o kadar aşık olur, düşünür. Erkek, kadına öfke hissettirebilir ama bunu yaptığında ‘Ben buradayım, hadi, karşında ben varım’ diyebilmelidir. Korku hissettirirse ardından güven sunmalı, endişe hissettirirse de şefkat vermelidir. Yani erkek, kadının duygusunu takip edip, onda bunları uyandırmalı ve karşılığını almalıdır.”

“KOLAY KADIN OLMAYAYIM!”
Flörtte, bir tarafta cinselliğini kullanarak erkeği elinde tutmaya çalışan bir kadın modeli bulunurken, diğer tarafta güçlü, duygularını gizleyen ve “O kadınlar gibi olmayayım” diyen, birbirini yargılayan bir grup daha var. Bu grup, “Ben basit görünmemeliyim, onun peşinde koşuyormuşum gibi görünmemeliyim” düşüncesine kapılıp kalıyor. Bu gri alanda yer alan kadınların oynadığı tek bir oyun var ama bu sıkıcı olan oyunu hiçbir erkeğin istemediğini belirten Diker, “Bu oyunun adı ben kaçayım, o kovalasın, duygumu belli etmeyeyim, o sorsun merak etsin, peşimden koşsun… Ancak erkek bunu bir-iki kez yaptıktan sonra vazgeçiyor. Bu iyi bir oyun değil. Burada çözüm başka bir yerde. Kadın, hislerini karşındaki erkeğe mutlaka nötr bir biçimde, dersini çalışmış, negatif elektriğini atmış olarak üç-dört cümleyle özetle ifade etmelidir” diyor.

SINIRLAR & DUYGULAR
Bir kadının flört ederken kendisini ne kadar açacağına yalnızca kendisi karar verebilir. İlk aşamada duygu oluşturmak, hayal kurmak ve oyun oynamak yer alır. Bu oyunları oynarken bazı durumlarda partnerimizi sinirlendirebilir, öfkelendirebilir veya belki biraz utandırabiliriz. Böylece duygu spektrumunun uçlarında ona farklı deneyimler yaşatabiliriz. Elbette aynı şeyleri de paylaşmalıyız. Bu sürecin bir tango gibi düşünülmesi gerektiğini belirten Diker, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Eğer bir taraf, örneğin erkek, cevap vermiyor ya da kaçıyorsa, kadının yapması gereken iki şey vardır. İlki, erkeğin korkusunu takip edip, içsel düşünceleri ve korkuları nedeniyle emin olamayan bu kişinin zihninin yüzde 100 oranında kabullenmesini beklemek. İkincisi ise kendisini ve korkularını kontrol altında tutmak, korkularına göre hareket etmemek! Çünkü kadınlar her şeyi üzerine alıyor. Erkekler flört aşamasında yaşadıkları durumlar hakkında çok fazla emin olmuyor. Ancak kadın, erkeğin emin olmasını, ilk günden netleşmesini istiyor. Böyle bir şey yok. Burada kadının korkuya kapılmadan, soğukkanlılıkla erkeğin korkusunu okuyup, onu aşması gerekiyor. Ama kadınlar tam aksine ‘Aman Allah’ım neden beni istemiyorlar, boyum kısa mı, güzel değil miyim?’ sorularına düşüyor. Oysa sorun, erkeğin kafasındaki gelgitlerdir. Bunların nedenini çözmekse flörtle mümkündür.”

ERKEK SÖYLER, KADIN GÖSTERİR
Kadınlarla erkeklerin düşünce yapıları oldukça farklı. Örneğin bir erkek, bir kadınla birlikte olmak istiyorsa bunu dokunarak ifade eder ya da açıkça söyler. Bunun temelinde, aktif ve rahat olmaları yatıyor. Kadın ise eğer birlikte olmak istiyorsa bunu göstermek suretiyle belirtir ve ne kadar yanıt aldığını kontrol eder. Ama istemiyorsa bunu partnerine en kısa sürede iletmesi önemlidir. Nasıl mı? Seda Diker bunun üç yolu olduğunu belirtiyor. İlk adımda; kadın eğer istemiyorsa bunu hareketleriyle belli edip sınırlar koyuyor, erkek de buna göre geri adım atıyor. Eğer devam ediyorsa bu onun rahatsız edici olduğunu gösterir ve konunun mutlaka konuşulması gerekir, ‘Ben böyle hareketlerden hoşlanmıyorum’ şeklinde açıklama yapılmalıdır. Ancak kadın belli bir süre boyunca beklemesine rağmen, erkekten bir duygu hissedemiyorsa, bu durumda ona zaman tanımak en iyisidir. Diker, “Kadın, zamansızca erkekten cinsellik talep ettiğinde veya böyle bir his uyandığında ilk olarak, o erkeği isteyip istemediğine karar vermelidir. İstiyorsa ama karşı taraftan birtakım duygusal davranışlar bekliyorsa bunu açıkça ifade etmelidir. Yani ‘Ben de seni istiyorum’ mesajını vermek zorundadır. Aksi halde durumu soğuk almak gibi olacaktır. Zira madem sevişmek istemiyorsun, o halde adamın yanında ne arıyorsun? Bu bağlamda erkeğe ‘Ben de istiyorum’ diyerek söze başlamalıdır. Fakat göz teması kurarak, gözleriyle ifade etmeli ki ‘Benim biraz daha duyguya, sevgiye, şefkate ve biraz daha tanımaya ihtiyacım var’ demelidir. Aynı zamanda, doğrudan ‘Ben de seni istiyorum ama bana biraz daha zaman verebilir misin?’ diyebilmelidir” diyor.

DOĞRU KİŞİYİ BULDUĞUNUZA EMİN MİSİNİZ?
• %30 Bedensel uyum
• %30 Zihinsel uyum
• %40 Ruhsal uyum

Eğer sevgili adayınız burada 70 ve üzeri almayı başarırsa, denemeye değer demektir.KARTLARINIZI AÇIK OYNAYIN
Kadınlar bir ilişki sürdürdüğünde çeşitli konularda sorunlarla karşılaşabiliyor. Bunlardan biri de “Partnerim geldiğinde çok kalmıyor, ne yaparsam yapayım gitmeye devam ediyor” düşüncesidir. Eğer ilişkide bu tür belirsizlikler yaşanıyorsa, kadının erkeğe açıkça ifade kadını duygularıyla ilgili olarak yüreğini açıp, olaya el koyması gerekmektedir. Gerekirse belli bir zaman vermek, bu bir hafta, 10 gün ya da üç ay olabilir ve bu açıdan bir çerçeve çizmek önemlidir. Ancak bunun yolu “Bizim ilişkimiz ne olacak, ciddi miyiz?” gibi sorular sormaktan geçmez. Tam aksine, ona verdiği değeri ifade ederek, “Gittiğinde, benden uzaklaştığında, mesaj atmadığında neler hissettiğimi biliyor musun? Seni çok özlüyorum ve bu durum beni çok üzüyor” gibi cümleler kurmak gerekmektedir. Seda Diker, bu durumu çözmenin diğer yollarını şu şekilde açıklıyor: “İkinci olarak, ‘Aslında ben seninle ne hayal ediyorum biliyor musun? Daha yakın bir ilişki! Arkadaşlarımızla birlikte çıkmak, el ele yürümek…’ demek gerekiyor. Diğer bir yol ise onun fikrini alarak duruma dahil olmaktır. ‘Acaba sen ne düşünüyorsun? Eğer sen aynı fikirde değilsen ben gideceğim’ demek de bazen gerekebilir. Sonuç olarak, eğer erkek ‘Evet, ben seni istiyorum’ diyorsa, ona zaman tanımak önemlidir. Erkeğin yaşadığı belirsizliklerin sona ermesi için gerekli süreyi ona vermek önem taşır. Ancak tüm bu çabalara rağmen erkek aynı davranışları sürdürürse veya açıkça hayır cevabını veriyorsa, kadın konuyu kapatmalı ve enerjisini o kişiye daha fazla kaptırmamalıdır.”

CİNSELLİĞİN İLK ADIMI: FLÖRT
– Partnerinizin beğendiğiniz yönlerine odaklanın ve bunları ona ifade edin. Beğenmediğiniz ya da rahatsız olduğunuz yönleri yargılamadan, sevgiyle ifade edin.
– Flört ederek cinsel enerjinizi artırın.
– Bir an evvel tatmin olmak gibi düşüncelerle yatağa girmeyin, hazza odaklanın.
– Önyargılarınızı geride bırakıp flört etmeye başlayın. İlk olarak önyargılarınızdan kurtulun.
– Acele etmeyin, partnerinizin ilgi alanlarını keşfetmeye zaman ayırın. Her seferinde yeni şeyler keşfedeceksiniz.
– Kıyaslama yapmayın.
– Partnerinize karşı maskelerinizi çıkartın.
– Aile veya arkadaşların yargılamalarına müsaade etmeyin, kendi sınırınızı çizin.
– Kadının hasının duygularına kapılmadan huzurda kalabilen olgun kadın, erkeğin hasının ise kendi kadınıyla derinleşebilecek kadar doygun olan erkek olduğunu unutmayın.

c.t

Yazı: Ayşegül Uyanık Örnekal/Formsanté

60 yaşın üstündekiler, çevrelerinde aşk evliliği yapan çiftleri tanımlamak için “sevişerek evlendiler” cümlesini sıkça kullanır. Oysa onların anlatmaya çalıştıkları, bizim bugün anladığımız gibi sevişmek değil, birbirini çok seven bir çiftin hikayesidir. Günümüzde ise yeni evli bir çift için bu cümlede bulunmak büyük cesaret gerektiriyor. Çünkü toplumun dayattığı birçok tabu ve yasak, evlilik öncesi cinsel ilişkiye yeşil ışık yakmıyor. Peki, günümüz çiftleri, hak ve özgürlüklerin bol olduğu, teknolojinin tüm nimetlerini sevgililer yararına sunduğu bir dönemde, anne-babaları gibi sözde sevişerek mi evlenmeli, yoksa bunu fiiliyata dökmeli mi? İlişki Koçu Seda Diker ile bu soruya yanıt arayarak, flört ve cinsellik arasındaki ilişkiyi anlamaya çalıştık.

Konuyu ilk olarak flört kavramıyla ele aldık. Nedir bu flört? Bu kavramın anlamını biliyor muyuz? Seda Diker, Türkiye’de ne kadınların ne de erkeklerin flört hakkında doğru bilgilere sahip olamadığını belirterek, “Yurt dışında çiftlerin ne kadar güzel flört ettiğini görebiliyoruz. Bu yanlış bir şey değil ama biz bu terimle korkutuluyoruz. Oysa flört, iki insanın birbirini tanıma amaçlı başladığı ancak zamanla ilişkinin duygusunu yüksek tutabilmek amacıyla sürdürülen ve şekil değiştiren bir diyaloglar bütünü. Bence Türk toplumunun ilacı şu an flörttür. Çünkü biz birlikteliklerimizi ya ilişkiye dönüştüremiyoruz ya da direk yatağa geçip, sonrasında görüşmüyoruz. Cinselliğin ardından gerçekleşen diğer süreç de ‘takılma’ olarak adlandırılıyor. Flört, işte bu takılmayı ilişkiye dönüştürecek, aşkı ve duyguyu yaratacak aşamayı ifade ediyor” diyor.