Aşk ve İlişkiler

Mankeeping nedir? | İlişkilerdeki Önemi

Son yıllarda erkeklerin sosyal bağlarının zayıfladığına dair çeşitli araştırmalar mevcut. Bu bağları ve iletişimi kuranlar, aynı zamanda erkeklere duygusal destek sağlayanlar genelde kadınlardır. Araştırmalar, “Mankeeping” olarak adlandırılan bu çabanın, kadınların zamanını ve enerjisini tükettiğini gösteriyor.

Bazı bilimsel çalışmalar, erkeklerin sosyal bağlantılarının azaldığını ortaya koymaktadır. Son 30 yılda Kuzey Amerika ve Avrupa’da yapılan araştırmalar, erkeklerin sosyal ağlarının kadınlarınkine kıyasla büyük ölçüde daraldığını göstermektedir. Erkekler arasındaki yakın ilişkilerin azalması, bazı erkeklerin duygusal destek için kadınlarla, özellikle romantik ilişkilerle yoğun bir şekilde bağ kurmasına yol açabilir. Akademisyenlere göre, kadınların erkekleri desteklemek için harcadığı çaba, kadınların zamanını tüketirken erkeklerin işini kolaylaştırıyor; ancak bu durum toplumun gelişimi için bir engel teşkil ediyor.

Stanford Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden araştırmacılar Angelica P. Ferrara ve Dylan P. Vergara, erkeklerin sosyal ilişkilerdeki durgunluğunu ve kayıplarını telafi eden kadınların bu emeğinin duygusal ve zamansal bir yük oluşturduğunu belirtmektedir. “Mankeeping” kavramını açıklayan bu teoriye göre, kadınlar sosyal bağları kurmada zayıf olan erkeklere daha fazla duygusal destek sağlama eğilimindedir. Kadınların bu destekleri sağlarken karşılık bulmaması, onlara zaman ve bakım yükü yüklemekte ve bu da kadınların enerjisini tüketerek gelişimlerini engellemektedir.

Duygusal olarak yakın ve destekleyici olan erkek sosyal ağların geniş çaplı toplumsal etkileri bulunmaktadır. Araştırmalar, erkek sosyal çevrelerinin azalmasının, özellikle dünya üzerinde zengin ve sanayileşmiş bölgelerde (Küresel Kuzey) büyük öneme sahip olduğunu göstermektedir. Çünkü erkeklerin sürdüremediği ilişkilerin yükü kadınların omuzlarına binmektedir.

Örneğin, Birleşik Krallık’taki kâr amacı gütmeyen kuruluş Movember tarafından yaptırılan bir araştırmada, erkeklerin %27’sinin hiç arkadaşı bulunmadığı ve aynı örneklemdeki erkeklerin %47’sinin bir sorun hakkında bir arkadaşına güvenemediği ortaya çıkmıştır.

Kanada ve Avustralya genelindeki Erkek Sosyal Bağlantısı Küresel Araştırma Raporu, bu ülkelerdeki erkeklerin %51’inin bir arkadaşının olmadığını göstermektedir. Uzmanlar, bu durumu “erkek arkadaşlık durgunluğu” olarak adlandırmaktadır.

Çok uluslu çalışmalar, erkeklerin kadınlara kıyasla yalnızlık ve sosyal izolasyon açısından daha önce hiç olmadığı kadar yüksek risk altında olduğunu ve erkeklerin sosyal destek yönünden, kadınların erkeklere olan bağımlılığından daha fazla bağımlı olduklarını ortaya koymaktadır. Tıpkı eşlerin erkeklerin sosyal ağlarını kolaylaştırdığı gibi.

Erkeklerin yaşadığı sosyal kopukluk ve bunun fiziksel ve ruhsal sağlık üzerindeki riskleri, son dönemde Küresel Kuzey’de akademi, hükümetler ve kamuoyunun dikkatini çeken bir mesele haline gelmiştir. Siyaset bilimci Robert Putnam’ın “Bowling Alone: The Collapse and Revival of American Community” (2000) adlı eseri, sosyal altyapılara katılımın azalmasının, siyasi kutuplaşma ve yalnızlığın benzeri görülmemiş bir şekilde artmasına neden olacağını savunmaktadır.

Putnam, yakın zamanda New York Times’a verdiği bir röportajda, sosyal bağlantıları nasıl sürdürdüğü sorulduğunda, kadınların erkeklerin sosyal ağlarını sürdürmedeki orantısız rolüne dikkat çekmiştir. “Bu gerçekten utanç verici bir soru,” diyerek yanıtlamış, “Bağlantıların önemi hakkında yazıyorum ve konuşuyorum, ama bunu gerçekten eşim yapıyor. Aslında her şeyi birleştiren o,” demiştir.

Akademisyenler, “Giderek daha fazla erkek, fiziksel ve zihinsel olarak hayati önem taşıyan sosyal destek kaynaklarından yoksun; bu durum, erkeklerin en yakın bağ kurduğu kadınların zamanı, özerkliği ve refahı üzerinde nasıl bir zincirleme etki yaratabilir?” sorusunu gündeme getirmektedirler.

Amerikan Yaşamı Araştırma Merkezi’ne göre, bir hafta içerisinde kadınların %41’inin bir arkadaşından duygusal destek aldığı, erkeklerde ise bu oranın %21 olduğu bildirilmiştir. Bu bulgu tüm yaş gruplarında benzer bir tablo çizmektedir. Ayrıca, bir arkadaşla kişisel bir sorunu paylaşma veya arkadaşa “seni seviyorum” deme durumlarında da 20 puanlık cinsiyet farkı gözlemlenmektedir.

Akademisyen McKenzie ve arkadaşları (2018) tarafından kanıtlanan bir teoriye göre, erkeklerde ortalama olarak, kadınların cinsiyet bağları yapılarında “normal” olan davranışlar, erkekler arasında daha nadir görülmektedir. Bu da erkekleri, erkeklik statüsünü kaybetme riskini almadan kişisel meselelerini paylaşacak güvenli sırdaşlar olarak kadınları seçmeye yönlendirebilir.

Kadınlar arasında normal ve sık görülen durumlar şunlardır;

  • Kişisel sorunların samimi bir şekilde tartışılması
  • Romantik olmayan fiziksel sevgi gösterileri
  • Aktivite odaklı olmayan arkadaşlık

Hem duygu emeği hem de duygusal emek, başkaları adına gösterilen bakım ve beslenmeyle ilişkili olduğundan, kültürel olarak kadınsılaşmış emek biçimleri olarak kabul edilmektedir. Erkekler genellikle bu tür emeklerin “doğal” uygulayıcıları olarak düşünülmemektedir; ancak çoğu erkek, aileleri ve ilişkileri içinde bir düzeyde duygu emeği göstermektedir. İlişkilerde kadınların biyolojik olarak belirli bir çalışma biçimi sergilediği düşünülmektedir. Erkekler ise kadınlardan daha fazla duygu emeğini oluşturan davranışların bir ilişkinin normal akışının bir parçası olduğuna inanmaktadır.

UN Women araştırmasına göre, dünya genelindeki kadınlar yemek pişirme, temizlik ve çocuk bakımında erkeklerden neredeyse üç kat daha fazla görev üstlenmektedir. Aile içindeki ayrı ama ilgili bir başka eşitsiz iş biçimi, sosyolog Rosenthal tarafından belirlenen “kinkeeping” kavramıdır. “Aile uyumu ve bağını korumak için yapılan, tanınmayan ilişkisel iş” olarak tanımlanan kinkeeping içinde; aile toplantısı planlamak, aile üyeleri arasındaki iletişimi sağlamak veya diğer üyelerin doğum günlerini hatırlatmak gibi, genellikle anneler tarafından üstlenilen işler bulunmaktadır. Yapılan tüm araştırmalar, bu tür işlerdeki eşitsizliğin kadınların zihinsel ve fiziksel sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açtığını göstermektedir.

Kaynak: Angelica P. Ferrara ve Dylan P. Vergara. “Theorizing Mankeeping: The Male Friendship Recession and Women’s Associated Labor as a Structural Component of Gender Inequality” (2024) Şuradan alındı