Aşk ve İlişkiler

Artı 18 Hayaller

Ayşegül Uyanık Örnekal/Formsante

Kan ter içinde uyandığınızı hayal edin. Bu bir kabus değildi… Düşünüzde en sevdiğiniz dizinin başrolüyle ya da her sabah karşılaştığınız uzun boylu, esmer bir beyefendiyle oldukça yakın olduğunuzu düşünüyorsunuz, belki de daha fazlası… Böyle bir durumda ne hissedersiniz? Kendinize “Neden ben?” diye sorar mısınız? Bu tür düşüncelerden kaçınmak mı istersiniz? Gerekirse utanmak ve sıkılmayı bir tarafa bırakın. “Erotik rüyalar görmek sağlıklıdır” diyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Ceyda Güvenç’in sözlerine kulak verin…

CİNSEL HAYATIN HAYAL ALEMİNE YANSIMASI NASIL OLUYOR? BU DURUMUN KİŞİNİN FANTEZİ DÜNYASIYLA BİR İLGİSİ VAR MI?
Cinsel yaşamın hayal alemine yansımasından çok, cinsellikle ilgili hayal kurabilmenin buna faydalı etkisinden bahsedilebilir. Fantezilerin varlığı, aktif ve tatmin edici bir cinselliğin işareti olarak değerlendirilmektedir. Cinsel fanteziler, cinsel uyarılmayı artırma, cinselliğin sıradanlaşmasını önleme ve cinsellik hayatını renklendirmede önemli rol oynamaktadır. Ancak “fantezi” terimi çoğunlukla yanlış bir biçimde, düşünülenlerin hayata geçirilmesi olarak anlaşılmaktadır. Fantezi içeriklerinin bir kısmı alışılmadık cinsel eylemler içerdiği için kabul edilmesi zor olmaktadır. Bu nedenle fanteziler “ayıp, suç, sapkınlık” ile ilişkilendirilmektedir. Oysa fantezinin anlamı “düşlem”dir. Fantezilerin hayaldeki kurgular olduğunu ve istenirse hayata geçirilebileceğini, istenmezse paylaşılmayacağını bilmek, kadınlara güven vermek açısından önemlidir. “Gündüz düşü” olarak da adlandırılan her türlü fantezinin doğal ve normal olduğu, partnerle yaşanan cinsellikte de fantezi kurmanın alışılmadık olmadığı vurgulanmalıdır. Fantezilerin partnerli cinsellikte hayata geçirilmesi ise, bu durumun bireylerce kabul görmesi ve hoş karşılanması halinde mümkündür.

UYKUDA ORGAZM NEDİR?
Fanteziler gündüz düşü olarak kabul edilirken, gece de düş gördüğümüzü unutmamak gerekir. Uykuda orgazm, çoğu araştırmacı tarafından bedenin bilinçsiz bir işlevi olarak değerlendirilir. Bu tanım genellikle erotik rüya kavramıyla bağlantılıdır. Kadınlarda sıkça ihmal edilen uykuda orgazm, son yıllarda yok sayılmaktaydı. Bu durum, gece kirlenmesi, uykuda bel gelmesi, gece boşalması, düş azması, ıslak rüya gibi terimlerle de anılmaktadır. Kadınlarda çoğunlukla farkındalık eksikliği ve isimlendirme olmadığı görülüyor. Çünkü cinsel eğitim de taraflı… Erkeklere “gece boşalması” öğretilirken, kadının yaşadığının adı bile yoktur. Uykuda orgazm, bedenin doğal bir işlevi olmasına karşın, bilinçli cinsel etkinliğin karşılığı değildir.

EROTİK RÜYA GÖRMEK, CİNSİYETE GÖRE DEĞİŞİYOR MU?
Evet, erkekler ve kadınlar arasında erotik rüyaların farklılıklar gösterdiği bilinmektedir. Araştırmalar, kadınların fantezilerinde ve rüyalarında genellikle pasif ve edilgen bir konumda bulunduklarını ortaya koymaktadır. Yaşam boyunca erotik rüya deneyimleme oranı erkeklerde yüzde 100’e yakınken, bu oran kadınlarda yüzde 40-70 arasında değişmektedir. Erkekler ergenlik döneminde sık sık erotik rüyalar görürken, partnerli cinselliğe geçişle bu oran azalabilmektedir. Kadınlarda ise erotik rüyalar ve uykuda orgazma daha ileri yaşlarda rastlanmaktadır; özellikle mastürbasyon yapmayan kadınlar, genellikle ilk partnerle yakınlaşmalarından sonra cinselliği keşfetmeye başlarlar.

Erkek ve kadın cinselliğinin anatomisi, fizyolojisi, psikolojisi, sosyolojisi ve kültürel kabulleri; fantezi ve rüya üreten alan ile erkek ve kadın beyni farklılıklar göstermektedir. Kadın cinselliğinin birçok faktörden etkilendiği, erkeklere göre daha karmaşık olduğu kabul edilir. Fantezilerin ve rüyaların önemi, Kinsey’nin gerçekleştirdiği ilk cinsellik araştırmalarında belirtilmiş, sonraki araştırmalarla da benzer sonuçlar elde edilmiştir. Bu veriler danışanların hikâyeleriyle de doğrulanmıştır. Erkeklerin sıradan olarak tanınan, ünlü ve çekici biriyle sıra dışı cinsel eylemleri içeren kısa erotik rüyalar gördükleri bildirilirken, kadınlar daha çok önceden yaşadıkları cinsel deneyimleri hayal etmeyi tercih ettiğinden, rüyaları da bu şekilde oluşmaktadır. Romantik yakınlaşmaları kapsayan uzun rüyalar da rastlanabilir. Erkekler rüyalarında genellikle tanınmış biriyle hızlı bir cinsel birleşmeyi aktarırken; kadınlar yüzde 90 oranında tanınan, hoşlandıkları birisiyle sıklıkla dokunma ile sınırlı, nadiren de cinsel birleşmeyi içeren rüyalar bildirmektedir. Bu açıdan bakıldığında, kadınların hayalleri dahi kısıtlıdır. Birleşme dışı cinsel davranışların senaryolaştırılması daha yaygındır. Rüyalarda duygusal bir öpüşmeye evet denilirken, birleşmek nadiren gerçekleşmektedir. Ayrıca kadınlar gündüz veya gece hayallerini ifade etmekte de zorluk yaşamaktadır. Çünkü geleneksel kadın rolü ile bağdaşan hareket biçiminin “sıkılmak” olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak; fantezi kurmak ve erotik rüyalar görmek bile suç, ahlaksızlık, günah, ayıp olarak değerlendirildiği bir toplumda, kadınların cinsellikle ilgili bilgileri genellikle evlendiği erkeklerden öğrendiği ve cinselliğini erkeğin izin verdiği ölçüde yaşadığı için sıkça suçlandığı bir ortamda yaşıyoruz.

BU TÜR RÜYALAR KİŞİNİN GÜNDELİK YAŞANTISINI NASIL ETKİLİYOR?
Aslında keyifli rüyalar olarak değerlendirilmesi gereken bu durum, çoğu kişi için alışılmadık içeriklerinden dolayı suçluluk hissi yaratabilmekte ve olumsuz etkiler doğurabilmektedir. Cinsel terapistler içinse, aktif cinsel yaşamı olmayan bireylerde, cinsel isteğin varlığı ve en azından cinsel istek bozukluğu bulunmadığı anlamına gelebileceği düşünülmektedir. Toplumumuzda cinsel rüya ve orgazm durumunun, gusül abdesti zorunluluğu doğurması, sabahları banyo yapmayı gençler ve yaşlılar için sorun haline getirmektedir. Bu konudaki “Evdekiler anlarsa!” kaygısı ise durumu daha da karmaşık hale getirebilmektedir.

CİNSEL DOYUMSUZLUĞUN BUNDA ETKİSİ VAR MI? YOKSA SAĞLIKLI VE DÜZENLİ BİR CİNSEL İLİŞKİSİ OLAN KİŞİLER DE BU TÜR RÜYALAR GÖREBİLİR Mİ?
Uzun yıllar yalnızca bilinçli cinsel yaşamı güvence altına alınmamış bireylerin uykuda orgazm ile doğal bir çözüm bulup ihtiyaçlarını karşıladığı düşünülmüştür. Bu erkekler için kısmen doğru olabilir. Aktif cinsel yaşamı bulunmayan erkeklerde erotik rüyalar artabilmektedir. Ancak Kinsey ve sonrasında yapılan araştırmalar, kadınların cinsel rüyalarına karşı çıkmaktadır. Uykuda orgazm, kadınların uyanıkken orgazm olabilme olasılıkları ile doğru orantılıdır. Uyanıklıkta cinsel perhizler, uyku esnasındaki orgazm sıklığını artırmaz; tam tersine, kadınlarda cinsel rüyalar ve istem dışı orgazmlar, uyanıklıkta ki istemli orgazm sayı arttıkça artış göstermektedir.

EVLİ YA DA SÜREN BİR İLİŞKİSİ OLAN KADINLARIN RÜYALARINDA FARKLI ERKEKLERİ GÖRMESİ NEYE İŞARET EDİYOR? BU DURUM KADINDA SUÇLULUK DUYGUSU YARATIYOR MU?
Aslında bu durum hiçbir şey ifade etmez ve aynı durum erkekler için de geçerlidir! Eşin daha az çekici olduğu anlamına gelmez. Uyku, yasakların ve öz denetimin bulunmadığı bir ortamdır. Rüya içeriği, farklı partnerleri içerebileceği gibi alışılmadık ve yasaklı davranışları da barındırabilir ve bu olağan bir durum olarak kabul edilebilir. Fakat çoğu zaman kadınlar, rüyalarındaki partnere “kuma” gibi yaklaşarak, eşlerinden bunun doğallığını kabullenmezler. Bu yüzden de kendi cinsel rüyaları hakkında suçluluk hissi yaşarlar.

İNTERNET, FİLMLER VE KİTAPLAR GİBİ ÇEVRESEL FAKTÖRLER EROTİK İÇERİKLİ RÜYALARIN GÖRÜLMESİNDE ETKİLİ Mİ?
Uyanıkken uyarılma durumu açısından, dünyadaki ve ülkemizdeki medya organları incelendiğinde, televizyon, internet ve gazetelerde kadın bedeninin cinsel obje olarak daha fazla kullanıldığı gözlemlenmektedir. Dolayısıyla heteroseksüel erkekler ve eşcinsel kadınlar, cinsel fantezileri tetikleyen dış uyaranlarla daha sık karşılaşmaktadır. Heteroseksüel kadınların ise cinsel rüyalarının artışı için dış etken olarak, yakınlarında hoşlandıkları kişiler olması durumu belirleyici olmaktadır.

PEKİ SONUÇ OLARAK EROTİK RÜYA GÖRMENİN SAĞLIKLI OLDUĞU SÖYLENEBİLİR Mİ?
Kesinlikle evet!

SÜREKLİ HALE GELİRSE BİR UZMANA DANIŞMAK GEREKİR Mİ?
Genelde hayır. Aktif cinsel yaşam da süreklilik arz eder ve uzmana danışma gereksinimi doğurmaz. Ancak nadiren, özellikle yaşlılarda, spontan uyarılma bozukluğu olarak adlandırılan bir sorunun bir parçası olarak söz konusu olduğunda uzman yardımı almak gerekebilir. Bu durumda, uyanıklık anında da durup dururken, istemli bir cinsel uyarı olmaksızın istemsiz orgazmlar yaşanabilir. Artan cinsel rüyalar da buna eşlik edebilmektedir. Söz konusu durumda altta yatan tıbbi nedenlerin araştırılması, epileptik bozukluklar ya da ilaçların yan etkileri gibi durumların ayrıştırılması önemlidir.