Aile ve Çocuk

Kardeşler Arasındaki Kıskançlık Nedir? | Anne

Uzman Psikolog Leyla Arslan, kardeş kıskançlığı üzerine önemli bilgiler sundu.

Uzman Psikolog Leyla Arslan, kardeş kıskançlığını şu şekilde tanımlıyor: “Kardeş kıskançlığı, ebeveynlerin başka bir kişiyle olan paylaşımının getirdiği üzüntü, küçük düşme korkusu, can sıkıntısı, öfke, nefret ve intikam alma düşünceleriyle birlikte, sevgi, koruma ve yakınlık hissetme isteği gibi karmaşık duyguların birleşimini ifade eder.”

Uzman Psikolog Leyla Arslan, kardeşler arası kıskançlığın derecesini etkileyen faktörleri şu şekilde sıralıyor:

  • Yeni doğan çocuğun doğumuyla birlikte ebeveynlerin tutumlarındaki değişimler

  • Büyük çocuk ile ebeveyn arasında var olan ilişki yapısı

  • Kardeşin sunuluş şekli

  • Yeni kardeşin doğumunun çocuk üzerinde yarattığı duyguların anlaşılması ve olumsuz düşüncelerin önlenmesi.

5 yaşından küçük çocukların kardeş kıskançlığından daha fazla etkilendiğine dikkat çeken Uzman Psikolog Leyla Arslan, kardeşine vurma veya ısırma davranışlarının çocuklukta en sık görülen kıskançlık örnekleri olduğunu belirtiyor. Kıskançlık, çocukta emekleme, bebekçe konuşma, biberonla beslenmeye geri dönüş, alt ıslatma, tırnak yeme, parmak emme, kekemelik ya da konuşma gecikmesi, anneye aşırı bağlılık, içe kapanma ve mastürbasyon gibi belirtlere yol açabilir.

Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Psikolojik Danışman Rehber Ayşim İncesulu, ailelere sevgi ve sabırla çocuklarının yanında olmalarını öneriyor.

Çocuk 2 yaşından küçük ya da 7 yaşından büyükse, kardeş kıskançlığı çok fazla belirginleşmez. 2 yaş, sezgisel olarak kıskançlığı hissetmek için oldukça erken bir yaştır. 7 yaşından itibaren çocuklar, soyut kavramları anlamaya başlarlar. Mantık yürütme ve sebep-sonuç ilişkilerini değerlendirmede daha beceriklidirler. 2-6 yaş arası dönemde ise kardeş kıskançlığının yoğun bir şekilde yaşandığı gözlemlenmektedir. Bu yaş grubundaki çocuk, hissettiği duyguları anlamlandırmakta zorluk çeker ve eve gelen bir “kardeş” ile ilgili algılama ve harekete geçme şekli sezgisel bir şekilde değişir.

Peki, bu durumda anne ve baba, çocuklarına nasıl yaklaşmalıdır? Psikolojik Danışman Rehber Ayşim İncesulu şu önerilerde bulunuyor:

  • Çocuğunuzun kardeşine nasıl tepki vereceği konusunda endişeleriniz varsa, çocuğunuzun da gergin olacağını unutmayın. Deneyimli bir ebeveyn olarak bunu yönetebilirsiniz. Önce “gülümseyin” ve abi/abla olmanın güvenini ona hissettirin.

  • Bebek için seçilen isim, hazırlanan oda ve eşyalar konusunda çocuğunuzun görüşünü alarak aile bütünlüğünü pekiştirin.

  • Kardeşin doğumundan sonra bir süre annenin yatak odasında kalacağını ve sonrasında kendi odasına geçeceğini belirtin; “Sana nasıl yaptık, aynı şekilde olacak” mesajını da paylaşın.

  • Çocuğunuzun bebeklik fotoğraflarını gösterin; onun da ilginin bebekken kendisine verildiğini anlatın.

  • Aile büyüklerine ve yakın dostlara yalnızca bebekle ilgilenmemelerini, büyük çocuğa da alıştığı şekilde ilgi gösterebileceklerini belirtin. “Kardeşin doğunca senin pabuçların dama atıldı” gibi ifadeler kullanmamaları konusunda uyarın.

  • “Sen abla/abisin; o küçük” diyerek anlayış göstermesini beklemeyin; büyük olan da bir çocuktur. Bu tür beklentiler demokratik değildir ve haksız talepler, yalnızca kardeşe veya aile büyüklerine karşı kırgınlıklara yol açar.

  • Aşırı ilgi ve hediyelerle çocuğunuzu boğmayın. “Onu sevmiyoruz, seni daha çok seviyoruz” veya “Sen bizim ilk göz ağrımızsın” gibi ifadelerle abartılı ilgi göstermeyin.

  • Kardeşiyle ilgili karmaşık duyguları olan çocuklara öyküler okuyun. Çocuk, hikayedeki büyük karakterle özdeşim kurarak duygularında yalnız olmadığını hissedebilir. Bu, rahatlatıcı olacaktır.

  • Anne ve baba olarak, ayrı ayrı büyük olanla zaman geçirin, onunla oyunlar oynayın ve baş başa kısa gezintilere çıkın.

  • Kardeş kıskançlığı ile mücadele etmek yerine bu duygunun kabul edilebilir olduğunu ifade edin. Çocuğun doğasına doğal tepkilerini gözlemleyerek nasıl başa çıkabileceği konusunda rehberlik edin. “Bazen seninle ilgilenemediğim için mi bana kızgınsın?” veya “Kardeşin olunca seni daha az mı seviyorum?” şeklinde sorularla yaklaşın, en huzursuz olduğu anda ona sarılıp sevginizi gösterin.

  • Çocuk, bebeğe zarar veriyorsa, aşırı tepki vermeden net ama sert olmayan bir uyarıda bulunun. “Biz birbirimize vurmuyoruz, can acıtmıyoruz” veya “Neye sıkıldın, gel konuşalım ama kardeşin çok küçük, böyle anlayamaz” şeklinde yaklaşım sergileyin.