Moda

Moda ile Şıklık: Stil Sahibi Olmanın Yolları

Pek çok insan kendi stilini giydikleri markalarla tanımlamayı alışkanlık haline getirmiştir. Özellikle, moda ya da stil hakkında yeterli bilgiye sahip olmayanlar bu hatayı sıkça yapar. Bu durum, moda dünyasının sunduğu güç ve ilhamı körelttiği gibi bireyin iç dünyasını ve duruşunu yansıtmasını da engeller.

Moda, kelimelere ihtiyaç duymadan küresel bir mesaj iletmenin en etkili yoludur. Stil ise modanın bir varyantıdır ve insanın kendi stilini oluşturmaya çalışması zaman, çaba ve açık bir zihin gerektirir; kendini keşfetmek, hedeflerinizi sorgulamak, değişim yaratmak, büyümek ve gelişmek için…

Moda tarihi boyunca Audrey Hepburn, Grace Kelly, Prenses Diana gibi zarif kadınlar; Frank Sinatra, Humphrey Bogart, James Dean gibi şık erkekler; Yves (Henri Donat Mathieu-) Saint Laurent, Christian Dior, Gabrielle “Coco” (Bonheur) Chanel gibi efsanevi tasarımcılarla karşılaşırız. Bu ikonlar, bize şunu öğretmiştir: Moda geçici, stil ise kalıcıdır, ve stil bireyin içinden gelir. Bireyin özüne inerek kim olduğunu ve başkalarının kendisini nasıl görmesini istediğini tanımlar. Ya stil sahibisinizdir ya da değilsinizdir. Bazen bu özellik ebeveynlerden miras kalır, ancak bu şansa sahip olmayanlar kendi hayal gücünü kullanmalıdır.

Başkalarının önerdiği giysilerle kendi stilinizi oluşturamazsınız. Ne giyeceğinizi başkalarından öğrenemezsiniz ama doğru seçimler yapma yeteneğini geliştirebilirsiniz. Motivasyonlarınız, duygularınız, karmaşık hisleriniz, sorunlarınız ve sevinçlerinizin bilincinde olmalısınız; tüm bunlar nasıl giyinmeniz gerektiğini belirleyecektir. Yunan filozof Epiktetos’un dediği gibi: “Önce kendine ne olacağını sor, sonra gerekli adımları at.” Kendi stilinize sahip olmanın ilk dersi, güncel trendlerle moda tarihinde kalıcı olacak eğilimleri ayırt edebilmektir.

Marka bağımlılığı ile stil sahibi olmayı karıştırmaktan kaçınmalısınız. Sex and The City’nin kostüm tasarımcısı Patricia Field’in dediği gibi: “Tarzınızı oluştururken bunun pahalı mı yoksa bir tasarım mı olduğunu sorgulayamazsınız. Onu seçen gözlere ihtiyacımız var, nereden geldiğine değil.” Gözünüze hoş gelen, tercih ettiğiniz ve görür görmez aşık olduğunuz her parça önemlidir. Giysilerinizle kurduğunuz ilişki, bazen romantik ilişkilerinizden daha önemli olabilir. Unutmayın, botlarınız ya da askeri ceketiniz kalbinizi kıramaz.

Eğer bir şeyi seviyorsanız, arkasında durun. Pahalı markalardan ya da tasarımcılardan ürün almakta utanılacak bir şey yoktur. Kendi tarzınıza sahipseniz, zincir mağazalardan veya pazardan yapacağınız seçimlerle bile dikkat çekici olabilirsiniz. Etiketi değil, stilinizi ve giyinme şeklinizle iletmek istediğiniz mesajı önemseyin.