
Babalık deneyiminin erkekler üzerindeki etkisi | Anne
Hamilelik döneminde kadınların fiziksel, sosyal ve duygusal olarak değişim yaşadığı herkesçe bilinir. Ancak pek çok insanı şaşırtabilecek bir gerçek var ki, biyolojik değişiklikler yalnızca annelerle sınırlı değildir; baba adayları da doğum öncesi ve sonrası aylarda önemli hormonal ve nöral değişiklikler geçirir. Babalığın biyolojik etkileri, son birkaç on yılda değişen babaların çocuk bakımına katılma oranına bağlı olarak önemli ölçüde değişkenlik göstermektedir.
Çeşitli sosyo-kültürel dönüşümler, babaların çocuklarına daha fazla zaman ayırmasına olanak tanımıştır. Yapılan araştırmalar, özellikle erken bebeklik döneminde daha fazla ilgilenen babaların, daha az ilgili olanlara göre daha belirgin biyolojik değişikliklere maruz kaldığını ve bebeklerinin ihtiyaçlarına daha iyi uyum sağladığını göstermektedir.
Baba olmaya hazır olup olmadığınızı nasıl anlayabilirsiniz? Bu sorunun yanıtı için: Baba olmaya hazır mısınız?
Partnerinin hamileliği sırasında erkeklerin vücudu genellikle daha az testosteron üretmektedir. Testosterondaki bu azalma, hamilelik boyunca ve doğum sonrasında bakım davranışlarını artırır. Hamilelik dönemindeki testosteron düşüşü, baba adaylarının fiziksel olarak nazik davranışlar sergileyerek veya eşlerine dinlenebilecekleri rahat alanlar sunarak, hamile partnerlerine daha iyi destek olmalarına yardımcı olabilir. Bu tür besleyici davranışlar, hamilelik süresince annenin ve fetüsün sağlığını korur. Benzer bir etki doğum sonrası dönemde de gözlemlenir; hamilelik sırasında ve doğumdan hemen sonra testosteron seviyelerinde belirgin bir düşüş yaşayan babalar, bebek bakımına aylar sonra daha fazla ilgi göstermektedir.
Doğum sonrası ilk altı ay boyunca, erkeklerde oksitosin seviyeleri yükselir. Daha da önemlisi, babaların bebekleriyle oyun oynarken daha fazla oksitosin üretmesi gözlemlenmiştir. Bu durum, bebekleriyle sıkça etkileşimde bulunan babaların, güçlü duygusal bağlar kurma potansiyeline sahip olabileceğini ve ileriki dönemde biyolojik olarak onlara daha yatkın olabileceğini düşündürmektedir.
Babalar, bebeklerinin ağladığını duyduklarında, stresli durumlarda üretilen kortizol hormonunu salgılar. Kortizoldaki bu geçici artış, babaların bebeklerinin sıkıntısını hızlı bir şekilde fark etmelerini ve buna yanıt vermelerini sağlamakta yardımcı olur. Bebekleriyle daha sık fiziksel yakınlık kurma eğiliminde olan babalar, gelecekte, bebeklerinin ağlamasını duyduklarında fiziksel yakınlık arama konusunda daha istekli olurlar.
Uzmanlar, çocuklarının doğumuna kadar olan süreçte erkeklerin karar vermede daha esnek hale geldiğini öne sürüyor. Yeni anne ve babalar, bebek ağlaması duyduğunda, ebeveyn olmayanlara kıyasla beynin dört önemli alanında daha fazla aktivite göstermektedir. Bu dört beyin bölgesi, duyusal verileri işleyip hareketi başlatmak için birlikte çalışır. Ebeveynlerin beyinlerindeki bu işlevsel değişiklikler, bebeklerinin sıkıntısını daha etkili bir şekilde algılamalarını ve buna tepkiler vermelerini kolaylaştırmaktadır.
Referanslar:
Jutta Joormann. “How Becoming a Dad Changes Men”. Şuradan alınmıştır: https://www.psychologytoday.com/au/blog/thoughts-and-feelings/202304/being-more-involved-affects-new-fathers-biologically (09.04.2023).