
Beden Ölçünüz Yatak Odanızı Etkilemesin!
Yazı: Elif Gürsoy
Partnerinizle paylaştığınız çok özel anlarda, belki fazla kilolarınız ya da vücudunuzun bazı bölgelerindeki deformasyon, yara gibi olumsuzluklar aklınıza gelebilir. Ancak sağlıklı bir cinsel yaşam için kusursuz bir vücut gerekmiyor. Kendisiyle barışık olan bir birey, bedenini olduğu gibi kabullenerek öz güven kazanır ve bu, güçlü bir bağ kurmasını sağlar. Yatak odasında bedeninizi sorun haline getirmeden ilerlemenizi ve kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak ipuçlarını Psikolog Alara Köksal’dan öğrendik.
Kadınları düşük öz güvenli, vücudunu sevmeyen biri haline getiren etkenler neler?
Özellikle günümüzde sosyal medyanın etkisi oldukça yaygın. Fotoğraf düzenleme uygulamaları, güzellik adına yapılan işlemler ve karşı cinsin sosyal medyadaki rağbeti bu sorunu tetikleyebiliyor. Aslında günümüzün güzellik anlayışı, daha fazlasını istemek ve kendi bedeninden çok başkalarının düşüncelerine önem vermek üzerine kurulu. Eleştiriler ve yorumlar bireyi olumsuz etkileyebiliyor. Bu sayılanlar doğrudan kadının düşük öz güvenli, vücudunu sevmeyen biri olmasına neden olmuyor; ancak beden algısını farklı yorumlamasına yol açabiliyor. Bu durum sadece kadınlar için değil, karşı cins için de geçerli. Yapılan abartılı yorumlar, bireyin beden algısını bozarak öz güven kaybına yol açabiliyor.
Kadın bedenini sevmeye nasıl başlamalı? Hangi düşünce yapısı buna yardımcı olur?
Kadın, öncelikle kendi bedenini ve ruhunu severek başlamalı. Kıyaslamalardan uzak durmalı, çünkü bu kıyaslamaların sonu yok ve hayal kırıklığı yaratıyor. Eksiklikleri artı olarak görmek, kişinin elinde. Her olayın pozitif bir yönü vardır. Bu yüzden dert yanmak yerine olumlu bir perspektiften değerlendirmek, kişiyi mutlu eder. Birey kendine ‘beni ben yapan her şeyi seviyorum’ diyerek kendini telkin etmeli. Her ne kadar ‘söylendiği kadar kolay değil’ dense de, bunu her gün kendine hatırlatan kadın, kendi bedenini ve ruhunu kabul etmeye başlayacaktır. Kendi bedenini kabullenip sevmeye başlayan kadının kendine olan saygısı artar, ruhunu besler ve mutlu olur. Kişinin kendini kabullenmesi ve bedenine saygı göstermesi, yaşadığı tüm sorunların çözümüne yönelik kuvvetli bir adım olur.
Bu tür kadınların evliliklerinde hangi sorunlar ortaya çıkabilir?
Bedenlerinden memnun olmayan kadınlar, cinsellikten kaçınmaya başlıyor. Cinsellik hayati bir olgu olmamasıyla birlikte önemli bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacı göz ardı eden birey, ilişkilerinde sorun yaşamaya başlıyor. Bedenini tamamen ortaya koymaktan ve istediği cinsel hazzı yaşamaktan çekindiği için cinsel yaşamı sekteye uğruyor. Bu durum, her iki tarafı da olumsuz etkiliyor. Yanlış anlamalar ve tartışmalara yol açabiliyor. Ayrıca, çevresel faktörler de göz ardı edilmemeli. Kendi bedenini sevmeyen birey, bunu bir eksiklik olarak görerek çevresindekilerle olan ilişkilerini olumsuz etkiliyor. Kendisiyle barışık olmamak, karşısındakini kırmaktan veya üzmekten çekinmemesine yol açıyor. Bu durum ileri düzeydeyse destek almak oldukça önemli hale geliyor. Bedenindeki memnuniyetsizlikten ötürü hem cinsel hem de sosyal ilişkileri olumsuz etkilenen birey, kendini her alanda yetersiz hissedebiliyor. Bu durum zamanla içinden çıkılmaz bir hâl alabiliyor. Dolayısıyla bedendeki memnuniyetsizlik durumu toplumda basit bir mesele olarak görünse de, kişinin yaşamını dolaylı yoldan fazlasıyla etkileyen ve birçok olumsuz duyguyu içinde barındıran bir kavramdır.
Bedeniyle barışık olmayan bir kadın yatakta kendisini nasıl hissediyor?
Yatakta hissettiği iyi ya da kötü duygulardan ziyade, cinsellikten kaçınması daha önemlidir. Bedeniyle barışık olmayan biri, karşı cinsin cinsel doyumunu sağlamak için durumu bir görev olarak görüyor ya da bahaneler arkasında saklanarak cinsel deneyimi erteliyor. Her iki durumda da karşı cins, durumdan daha fazla etkileniyor. Kişi, yaşamak istediklerini bedenine dair olumsuz düşünceler nedeniyle açık bir şekilde ifade edemiyor. Olumsuz beden algısı, kişisel duygular ve düşünceler üzerinde baskı kuruyor. Yatakta yaşanacak tatmin ve mutluluk, kişinin yaşamını doğrudan etkileyen önemli bir faktör olup, bunu yaşayamadığında mevcut durumdan olumsuz etkileniyor. Sağlıklı bir cinsel deneyimi olan bireylerin bakış açıları, sabır ve mutluluk gibi kavramlarla doludur. Cinsel doyumda eksiklikler yaşayanlarla kıyaslandığında, motivasyonları daha fazladır. Görev olarak gördüğü ya da cinsel deneyimden kaçtığı için kendi istek ve arzularını erteleyen bu birey, kendini ifade edemiyor ve istediği gibi yaşayamadığı için mutsuzluk, tatminsizlik ve keyif alamama gibi sorunlarla baş başa kalıyor. Bu durum hayatını hem doğrudan hem de dolaylı olarak etkiliyor.
Yatakta fazla kilolar mı, yoksa zayıflık mı kişiyi kötü hissettiriyor? İkisi arasında ne gibi farklılıklar var?
Bunu yalnızca kadınlar açısından ele almak ne kadar doğru tartışmalıdır. Fazla kilo veya aşırı zayıflık; her iki taraf açısından da sağlıklı bir durum değildir. Bu iki uç durum da bedensel ve fiziksel açıdan sıkıntılı bir hal yaratabilir. Günümüzde fazla kiloların daha çok sorun yaratacağı düşünülse de, aşırı zayıflık da hem bireye hem de partnerine olumsuz etkiler doğurabilir. Her iki durumda da farklı sıkıntılar mevcuttur. Fazla kilolu olan birey, dış görünüşü nedeniyle cinsel yaşamda partnerine bedenini rahatça gösterebilmekte zorlanıyor. Aşırı zayıf olan kişiler ise, kendilerini yetersiz hissedebilir. Yani ideal kilo; hem günlük yaşamda hem de cinsel tatmin açısından eşit derecede önemlidir.
Kendini sürekli yetersiz bulan kadın, günlük ve iş hayatında bu durumdan nasıl etkileniyor?
Kendini herhangi bir konuda yetersiz gören birey, hayatın her alanında risk faktörü olarak algılanabiliyor. Kadın ya da erkek fark etmeksizin, kendinde bir eksiklik hisseden kişi, günlük ve iş yaşamında geri planda kalabiliyor. Aktivitelere katılamaz, kendini gösterme fırsatlarından kaçınır. Bu tür durumlardan mustarip olan bireylerin öncelikle, neden yetersiz hissettiklerini araştırması, ele alması ve düzeltmeleri gerekiyor. Örneğin, bedeninden memnuniyetsizlik duyan birey, bu durumun nedenini sorgulamalı. Hangi koşul bu durumu tetikledi? Bu gibi soruların cevaplarını bulmak, yol haritasını belirginleştiriyor. Öncelikle “asıl sorunu” ortadan kaldırmak gerekli. Bu soruların yanıtlarını bulduğumuzda, sorunları olan bireylerin problemleri de ortadan kalkıyor.
Vücudunu önemseyen kadın hangi noktalara dikkat ederse, yatakta daha iyi hissedebilir?
Kadın veya erkek ayırmaksızın herkes; ilişkilerinde, işinde, evinde, televizyon izlerken, yemek yaparken veya yatakta kendini iyi hissetmeli. Dolayısıyla, kadının yatakta iyi hissetmesi durumu, genel yaşam kalitesi üzerinde etkili olabilir. Temel olan, kadının hayatının her alanında iyi hissetmesidir; bu durum hem cinsel hem de günlük yaşamına olumlu yansır. Herkesin kendi bedeninde mutlu olması ve bunun için çaba göstermesi önemli. Başkalarına kendini beğendirmek amacıyla hareket etmekten kaçınmak gerekir. Örneğin, kilolu bir kadın bu durumu kabullenip mutluysa, dışarıdan gelen düşüncelerin hiçbir önemi olmamalıdır. Dışarıdaki eleştirilerden ötürü değişiklik yapmak isteyen birey, zamanla pes edebilir ve bu da “iyi görünmüyorum” algısını yaratabilir. Bu nedenle birey, kendi isteğiyle bir değişim yapmak istiyorsa, bunu kendi iradesiyle gerçekleştirmelidir; zaman içerisinde daha fazla başarı elde eder.
Bu konunun karşı cinsle açık bir şekilde konuşulması kadın için rahatlık sağlıyor mu?
Eşinizle, partnerinizle veya duygusal bağ kurduğunuz kişiyle her konuda açıkça konuşmanın hiçbir zararı yoktur. Her iki taraf da istek ve arzularını kırmadan, incitmeden ve kendini en iyi ifade edebileceği şekilde iletişim kurarak, vücutlarına ve sınırlarına saygı göstermelidir. Kadın-erkek, kendini yakın hissettiği partnerinden destek almak, durumu ikinci bir gözle değerlendirmek ister. Doğru ve yapıcı eleştirilerle yakınlık hissetmek, rahatlama sağlar. Tamamlanması gereken durumları daha net görerek, abarttığı düşünceleri de fark eder. Bu, hem cinsel yaşamda hem de ilişkide kişinin kendini iyi ve rahat hissetmesine yardımcı olur.
Peki karşı cinsin kadını daha iyi ve rahat hissedebilmesi için hangi yükümlülükleri var?
Kadın, erkekten daha hassas ve kırılgan olabilir. Her iki tarafın birbirine açık olması, beklentilerini dile getirmesi önemlidir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken ince bir çizgi vardır. Erkeğin alaycı bir tutumla yaklaşması, tartışmalara yol açabilir. Bu nedenle erkeğin istek ve beklentilerini ifade biçimi son derece önemlidir. Kıyaslamalardan kaçınmalı ve örnek vermekten sakınmalıdır. Çünkü her kadın özeldir. Bedensel her bir noktasının bir değeri vardır. Örneğin, yeni doğum yapmış ve kilo sorunu olan bir kadın için, erkeğin ‘çok şişmansın, kilo vermelisin’ şeklinde bir ifadede bulunması, hem ilişkiye hem de kadının öz güvenine zarar verebilir. Kendini önceden beğenilen biri olarak görmekte zorlanan kadın, cinsellikten ve duygusal bağdan uzaklaşabilir. Dolayısıyla kadını bu noktada daha rahat hissettirmek için erkeğin dile getirdiği sözlere dikkat etmesi büyük önem taşır.
* Formsante dergisinden alınmıştır.