Aile ve Çocuk

Çocuklarda Travmanın Etkileri ve Başa Çıkma Stratejileri

Virüs salgınları, depremler, savaşlar gibi olaylar çocukları derinden etkiliyor. Çocuğunuzun bu tür travmaları aşabilmesi için birçok yol mevcut. Deprem, savaş ya da silahlı saldırılar ve virüs salgınları gibi durumlar, yalnızca ülkemizde değil, tüm dünyada çocukları farklı yaş gruplarında etkiliyor. Beklenmedik bir anda meydana gelen, yaşamımızın fiziksel, duygusal ve ruhsal yönlerini olumsuz etkileyen bu durumlar için “travma” terimi, çocuklarla ilgili olduğunda daha fazla önem kazanıyor.

Çünkü çocuklar, çoğu zaman hissettiklerini ifade edemeyecek yaşta olmaları nedeniyle, yaşadıkları zorlukları farklı şekillerde dışavurabiliyorlar. Bir travma anıyla karşılaştıklarında, ilk olarak “Bana ve aileme ne olacak?” sorusuna yanıt arıyorlar. Duygularını ve düşüncelerini ifade edecek yaşta olduklarında bu soruyu sorabiliyorlar; ancak erken çocukluk döneminde travma, alt ıslatma, tırnak yeme, iştahsızlık veya konuşma güçlükleri gibi davranış bozuklukları şeklinde belirtisini gösterebiliyor.

Anne babaların bu noktada dikkatli olması ve çocuklarındaki ani davranış değişikliklerinin nedenlerini incelemesi büyük önem taşıyor. Küçük yaşlarda yaşanan travmalar, çocukların duygusal durumlarını etkiliyor. Uzmanlar, patlama sesleri, korkutucu görüntüler ve hareketlerin 0-6 yaş grubundaki çocuklarda kabuslara sebep olduğunu belirtiyor. Ayrıca, travmaya neden olan durumların çocukların oyunlarına da yansıdığını vurguluyorlar.

Yaşına Uygun Açıklamalar Yapın

Çocuklarda Travma Sebepleri

Çocuklarımızın travma yaşamaması için koruyucu bir yaşam alanı yaratmak en büyük hedefimiz. Ancak bu her zaman mümkün olmayabiliyor. Uzmanlar, öncelikle “Çocuklarınızı haber bültenlerinden uzak tutun” tavsiyesinde bulunuyor. Özellikle soyut düşünme yetenekleri tam gelişmemişken, hatta ilkokul çağında bile çocuklar, duyduklarını yanlış anlayarak daha büyük korkular geliştirebiliyor. Ayrıca, çocukların yaşlarına uygun olmadığını düşündüğümüz bazı açıklamalar (örneğin, depremlerle ilgili çok detaylı bilgiler) travma yaratabilir. Bu sebeple, çocuklarımıza yapacağımız açıklamaların yaşlarına ve anlayış seviyelerine uygun olması gereklidir.

Travmatik olaylardan sonra çocuğunuza destek olmak istiyorsanız, yaşadığı durumu göz ardı etmeyin. “Bunda korkulacak bir şey yok” demek yerine “Üzüldüğünü görüyorum, seni anlıyorum” diyerek yaklaşmak, çocuğunuzun kendini anlaşıldığını hissetmesine yardımcı olur. Özellikle küçük çocuklar için sarılmak rahatlama sağlayan etkili bir yöntemdir. Aynı zamanda, yaşanan durumla ilgili ne yapabileceğinizi, çocuğunuzu nasıl koruyabileceğinizi sakin bir tonla anlatabilirsiniz. Siz konuşurken o da sorular sorabilir; bu durumları geçiştirmeyin ve yaşına uygun yanıtlar verin. Eğer sorusunun cevabını bilmiyorsanız, “Bunu bilmiyorum ama öğrenip sana da anlatırım” demekte fayda var.

Birlikte Oyun Oynayın

Çocukların korkularını ifade etmenin en etkili yollarından biri resim yapma ve oyun oynamadır. Onunla birlikte resim yapabilir veya yaptığı resimleri anlatmasını isteyebilirsiniz. Bu süreçle birlikte çocuğunuz, duygularını ifade etmeyi öğrenir. Özellikle küçük yaş grubundaki çocuklar için oyun oynama ortamı sağlamak önemlidir. Oyun aracılığıyla çocukların travmatik anlarla başa çıkmaları hedefleniyor. Bu nedenle çocuğunuzla oyun oynarken özel alanlar yaratabilirsiniz.

Örneğin, bir oyun matının üzerine oturarak hayaller kurabilirsiniz. Günümüzde çocukların yaşlarına ve kişiliklerine uygun oyunlar oynamaları için çeşitli oyun matlarına kolayca ulaşmak mümkün. Bazı matlarda şehir yaşamı, bazılarında ise Afrika ormanları resmediliyor. Çocuğunuz rahatlıkla oturup kendi hikayesini oluşturabileceği bu tasarımlar, duygularını ifade etmesine yardımcı olabilir. Kendini güvende hissetmesini destekleyecek bu materyaller, travmanın daha rahat atlatılmasına yardımcı olabilir.

Ne Zaman Yardım Almalı?

Çocukların olumsuz davranışlar yerine olumlu davranışlara odaklanmak her zaman önemlidir. Ancak travma gibi kritik durumlarda, onların yapıcı şeylere odaklanmasını sağlamak süreci kolaylaştırabilir. Yine de bazen anne babalar çaba gösterseler de çocukların korkuları geçmeyebilir, hatta daha da artabilir. Eğer çocuğunuz sürekli bir tedirginlik, korku ve kaygı içindeyse, konuşmakta zorlanıyorsa, geceleri uyumakta güçlük çekiyorsa ya da uyku sırasında ağlama nöbetleri geçiriyorsa, yanınızdan ayrılmak istemiyorsa, karşılaştığı sorunlara beklenenden fazla tepki veriyorsa, bir uzmandan yardım almanız önemlidir.