Aşk ve İlişkiler

Kişisel ilişkilerde derin dinlemenin rolü

İlişkilerde genellikle bir taraf daha fazla konuşurken, diğer taraf çoğunlukla dinleyici pozisyonundadır. Ancak dinleyici gerçekten dinliyor mu? Birçok kişi, araştırma bulgularının tersine, kendisini iyi bir dinleyici olarak görmektedir.

Derin dinlemenin amacı, bilgi edinmek, bir bireyi ya da durumu anlamak ve bu süreçten zevk almaktır. Aktif dinleme ise, insanların söylediklerine bilinçli olarak dikkat vermekle ilgilidir. Bu, tamamen başkalarına, onların kelimelerine ve mesajlarına dikkatlice odaklanmakla mümkündür.

İnsanların terapistlere başvurmalarının en yaygın nedenlerinden biri, anlatmak istediklerinin dinlenmesini istemeleridir. Dinlemek ve empati göstermek, etkili iletişim uzmanlarının, liderlerin ve terapistlerin temel niteliklerindendir. Dinleme becerileri geliştirilse de, bazı bireylerin daha iyi dinleyici olma eğiliminde oldukları gerçeği de unutmamalıdır.

Kişiler arası ilişkilerde dinlemenin önemi inkâr edilemez. 2003 yılında Faye Doell tarafından yapılan bir araştırma, iki farklı dinleme türü olduğunu ortaya koymuştur: anlamak için dinleme ve cevap vermek için dinleme. Anlamak amacıyla dinleyen bireyler, ilişkilerinde daha fazla tatmin yaşarlar. Çoğu insan, anlamak için dinlediğini düşünse de aslında çoğu zaman cevap vermek amacıyla dinlemektedir.

Bireyler, diğer insanları düzeltmeye çalıştıklarında sıklıkla başkaları üzerinde etki sağlama arzusunu da tatmin etmektedir. Aynı araştırma, terapide olan çiftlerin, diğerlerinden daha iyi dinleyici olma eğiliminde olduklarını, çünkü bu süreçte önemli ipuçları öğrendiklerini göstermektedir. Ayrıca, genelde kadınların dinlemeye, erkeklerin ise düzeltmeye ya da cevap vermeye daha meyilli olduğu ifade edilmektedir.

Amerikan Psikolog Carl Rogers’a göre, aktif veya derin dinleme, sağlıklı ilişkilerin temel taşını oluşturur. Bu, aynı zamanda ilişkinin büyümesi ve gelişmesi için en etkili yöntemdir. Dinlenen kişiler, daha açık, demokratik ve genellikle daha az savunmacı hale gelirler. İyi dinleyiciler, yargılamaktan kaçınarak konuşmacılara güvenli bir ortam sunarlar.

Biri konuşurken dikkatle dinleyerek, onlara ne söylediklerini önemsediğimizi gösteriyoruz. Ayrıca, dinlemenin bulaşıcı olduğunu da unutmamak gerekir. Biz başkalarını dinledikçe, onların da bizi dinleme olasılıkları artar.

İyi haber şu ki, iyi bir dinleyici olmayı öğrenmek mümkündür; ancak bu, pratik yapmayı gerektirir. Ne kadar çok dinlersek, o kadar fazla gelişiriz ve kişisel ilişkilerimiz de o kadar iyileşir.

Daha iyi bir dinleyici olabilmeniz için işte birkaç ipucu:

  • Kendinizi konuşmacının yerine koyun

  • Empati yapmaya özen gösterin

  • Yargılamaktan kaçının

  • Biri konuşurken, gözlerinin içine bakın

  • Kelimelerle ilişkilendirilen hislere dikkat edin

  • Konuşmacının tonlamasına dikkat edin

  • Söylenenleri kendi kelimelerinizle tekrar edin (empatik yansıtma)

  • Dinlediğinizi, başınızı sallayarak veya “evet” gibi ifadelerle belirtin

  • Şans verilirse, arada diğer konuşmacıların yorumlarını özetleyin.

Kaynak: Psychology Today. Deep Listening in Personal Relationships. Şuradan alındı: https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-empowerment-diary/201708/deep-listening-in-personal-relationships